Ergen Terapisi ve Ebeveynlerin Ergenlere Yaklaşımı
Ergen terapisi ve ebeveynlerin ergenlere yaklaşımı...
Genel olarak insan, kendisine yakın bulduğu insanlara karşı daha fazla beklenti içine girme yatkınlığı göstermektedir. Yakın hissedilen insanlara karşı oluşan beklentileri; destek, sevgi, tutku, arkadaşlık, sadakat ya da saygı şeklinde sıralayabilir, bu örnekleri daha da artırabiliriz. Beklentilerin yakınlık duygusuyla birlikte artış göstermesi, güzel ve nitelikli paylaşımları oluşturduğu gibi olumsuz durumlara da sebep olabilmektedir. Çiftler, temelinde yakınlık duygusu bulunan beklentilerin sonucunda kendilerini bir çıkmazda bulabilmekte ve çift terapisine başvurabilmektedirler.
Çiftler arasında, zamanın ve bu zaman içerisinde etki oluşturan pek çok faktörün etkisiyle sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Çiftlerin sağlıklı iletişim kuramamaları, birbirlerine duydukları duygusal yakınlık ile ilgili sorunlar yaşamaları ve birlikteliklerinde cinsel problemlerle karşılaşmaları, içinden çıkılamaz gibi görünen ancak çift terapisi ile üstesinden gelinebilecek durumlardır.
Çift terapisi, çiftler arasında sorunlar yaşanmasına sebep olan çatışma kaynaklarının ortaya çıkarılmasını, aynı doğrultuda çatışma kaynaklarının sebep olduğu sonuçların ele alınması ve değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Çiftler arasında söz konusu olan sorunların kökenine inilerek, aslında hangi temellerden hareket edildiği ve ne gibi etkiler oluşturduğu değerlendirilmektedir.
Çift terapisi, çatışma halinde ve çıkmazda bulunan çiftlerin, duygusal ya da seksüel kriz noktalarında uzlaştırılması amacıyla gerçekleştirilen uygulamalardır.
Modern çift terapisi, günümüzde pek çok ekolden beslenerek rotasını belirlemektedir. Sistematik, davranışçı, psikanalitik olmak üzere çeşitli ekollerden beslenen çift terapisi, 1960’lardan itibaren Palo Alto ekolü tarafından yürütülen iletişim çalışmalarından da etkiler taşımaktadır.
Analitik çift terapisi, ortaya çıkan sorunların ya da çıkmaz olarak algılanan durumların, çiftlerin her birindeki psikolojik devingenliğini ele almaktadır. Psikolojik devingenlik nedir peki?
İnsan, davranışsal ya da psikolojik işlemleri ya devam ettirme ya da geri bildirim ve yordama ile değiştirme-düzeltme eğilimi taşımaktadır. Bu işleyiş bilinç adını almaktadır. Ancak, bireyde davranışları yöneten ve aynı zamanda karmaşık bir sistemi yansıtan temel unsur olarak, karşımıza bilinç dışı süreçler çıkmaktadır. Yaşanan sorunların ve çatışmaların temelinde bilinç dışı süreçler bulunmakta, ancak sorunlar genellikle bilinçli olarak çözülmekte, gizlenmekte, çarpıtılmakta ya da bastırılmaktadır.
Analitik çift terapisi, çiftlerden herhangi birinde kişinin farkında olmadan geliştirdiği bilinç dışı süreçlerin söz konusu olup olmadığı ele alınmakta ve değerlendirilmektedir. Psikolojik devingenlik adı verilen durum, eşlerden herhangi birinin bilin dışı şekilde gerçekleştirdiği, farkında olmadan devam ettirdiği taklitlerdir. Çiftlerin her biri, bilinç dışı şekilde anne-baba modellerini ya da çocukluklarında gerçekleştirdikleri bazı etkileşimleri taklit edebilmektedirler. Ancak farkında olmadan devam ettirilen bu bilinç dışı taklitler, bugün kişilerin ilişkilerinde kendilerini çıkmazda buldukları sorunların temelini oluşturabilmekte ve geçmişten gelen bu psikolojik devingenlik gün ışığına çıkarılmadıkça çatışmalar devamlılık gösterebilmektedir. Analitik çift terapisinin temel amacını, geçmişten gelen bu bilinç dışı etkileşim taklitlerinin gün ışığına çıkarılması ve böylece günümüzde söz konusu olan çatışmaların çözüme kavuşturulması oluşturmaktadır.
Analitik çift terapisi, geçmiş odaklı bir hareket rotası izleyerek, bilinç dışı taklit edilen geçmiş etkileşimlerin, gün ışığına çıkarılmasını amaçlamaktadır. Bu doğrultuda analitik çift terapilerinde, kişisel geçmiş hikayeler dile getirilmektedir. Konuşma terapisi ile keşfedilen, yıkıcı ve çatışmacı davranışların arkasında bulunan bilin dışı köken, yoğun duygular ortaya çıkarmakta ve kişiye ruhsal olarak tedavi sağlamaktadır. Kişi aslında etkisini bilinçsizce sürekli olarak yaşadığı durumları dile getirdiği anda, aslında terapi büyük oranda başarıya ulaşmış sayılmaktadır. Bu aşamadan sonra bilinç düzeyinde ele alınacak sorunların çözüme ulaştırılması çok daha sağlıklı şekilde gerçekleşmektedir.
Analitik çift terapisi sürecinde, çocukluk döneminde söz konusu olan deneyimler ve erken dönem çocuklukta oluşturulan savunma temeline sahip davranış kalıpları ile ilgili bir iç görü elde edilmektedir. Bilinç düzeyine taşınan taklitlerin çift dinamiğinde değişimi, ancak terapi sürecinde kazanılan iç görülerin yine terapi sürecinin gözlemi altında tekrar tekrar ilişki düzeyinde deneyimiyle söz konusu olabilmektedir.
Analitik çift terapisi ile çiftler, geçmişten gelen bilinç dışı taklitlerinin, bilinç düzeyinde farkına varabilmekte ve bugünkü ilişkilerinde nasıl tetiklendiğini görerek, tekrarlamamak üzere harekete geçebilmektedirler.