Zarar Verme Davranışı ve Psikanalitik - Ölüm İçGüdüsü
Kendine zarar verme davranışı hakkında ilk psikana...
Günümüzde bazı ergenlerin endişe, kaygı ve depresyonla baş etme yöntemi olarak kendilerine keserek zarar vermeyi keşfetmişlerdir. Yoğun duygularla baş çıkmak, onları dengeleyebilmenin yolu onlara göre kendilerine keserek zarar vermekten baş kabir şey değildir. Bu gençler keserek uyuşmanın yarattığı hisle ağrıyı yer değiştirirler. Yani uyuşmak ağrıyı ve içsel olan acısını dindirir.
Bu yüzden kendine keserek, yakarak zarar vermek bağımlılık yapan bir davranıştır. Uyuşma tıpkı uyuşturucu kullanımında olduğu gibi bir baş etme metodudur. Çünkü bu ergenler dayanılmaz bir içsel acı ,boşluk hissi, yalnızlık duygusu, kötü hissetme söz konusudur. Bu kesme ve kendine zarar verme davranışı öncelikle arkadaş gruplarında görülür ve uygulanır ama daha sonra rahatlattığı düşünerek buna devam ederler.Çünkü amaç rahatlamadır. İçsel acı ve boşluk hissi dönem dönem bir nöbet şeklinde gelir ve o durumda da ergen sanki bir yoksunluk hissediyormuş gibi kesmeye yönelir ve rahatlar y ada en azından rahatlattığını söyler.
Araştırmalara göre her dört ergenden biri hayatlarının bir döneminde kendisine bir yöntemlerden biriyle zarar vermiştir .Yani bu dört kişiden biri yaşadığı yoğun duygulanımla baş edememiş ve bu yöntemi denemiştir. Bazen yara kabuklarını soymak, vücuttaki mevcut yaraları kanatmak ta bu yöntemler arasındadır.
Bu ergenler kendilerini öldürmek yani bir intihar düşüncesi ile ilgili olarak bunu gerçekletirmezler tam tersine amaç hayatta kalabilmek yoğun acı verici duygularla baş edebilmek baş edemediği noktada uyuşmak ve kendini uyuşturmakla ilgilidir. Böyle bir davranışı gerçekleştiren ergenin içinde bulunduğu durumu anlamak zor olmaz. Yaşamak , hayatta kalabilmeyi sürdürmek için kendini yaralamaktadır.
Nitekim uyuşturucu bağımlıları da kendilerini öldürmek için uyuşturucu kullanmazlar he r ne kadar sonunda bir takım nedenlerden ötürü bazen ölüm gerçekleşse bile amaç ölmek değil katlanabilmektir.
Mayo Klinik anne balara çocuklarında kendilerine zarar verme davranışlarının olup olmadığını anlamaları için bazı ip uçları vermişlerdir;
Bu ergenler kesme davranışı şov içerikli olarak yapmazlar. Onlar aksine bunu gizlice ya kendi odalarında, ya banyo da uygularla çünkü kimse tarafından görülmek istemezler. Görülmek istememelerinin nedeni rahatsız edilmek istememeleri ve bu metodun ellerinden alınacağı korkusudur. Bir madde bağımlısı da mecbur kalmadıkça bunu ulu orta yapmaz ya da yeme bozukluğu olan bir ergenin kusma ve kendisini kusturması davranışı bazen aileler tarafından aylarca sonra fark edilebilir.
Bazen ergenler aile içi ilişkilerden ve sorunlardan ya kendilik zayıflıklarında ötürü fazlaca etkilenir, ya da bir ergen kendi, içinde ne kadar dayanıklı olursa olsun aile içindeki problemler o kadar şiddetlidir ki baş etmek gerçekten zordur. Anne ve babalar kendi sorunları ile uğraşmaktan çocuklarının aldığı hasarın farkında olmayabilirler. Bu sorunlar genelde boşanma aşamasına gelen evlilikler, yoğun ebeveyne anlaşmazlıkları şeklindedir. Kendilerine zarar veren ergenlerin aile yapılarına bakıldığında da onların kendilerinin de yoğun duygulanımları ile baş edemedikleri, onları dengeleyemedikleri görülmüştür. Duygulanımların dengelenememesi ya da regüle edilememesi neticesinde ya ciddi öfke patlamalarına, ya da fiziksel zarar vermeye dönüşür. Ergende bu şeklide baş etmeyi adeta öğrenmiştir. Bu yüzden bu tip tedavi ve danışmanlıklarda ergenin tedavisi ayrı anne ve babanın tedavisi ayrıdır. Yani aile bütüncül olarak değerlendirilmektedir