Kaygı Bozukluğu Tedavisi

Kaygı bozukluğu tedavisi için hastanın durumuna bağlı olarak farklı yöntemlere başvurulabilmektedir. Öncelikle hastanın durumu hakkında detaylı bilgi elde edilmektedir. Ardından hastanın durumu ile ilgili elde edilen bilgiler ile birlikte bir tedavi planlaması gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte hastanın durumuna uygun bir tedavi planlaması yapılmakta ve hastaya uygulanmaktadır. Bu tedavi yöntemi bazen ilaç tedavisi bazen de psikoterapi yöntemleri olabilmektedir. Aynı zamanda bazı hastalara ise her iki tedavi yöntemi birden uygulanmaktadır. Bununla birlikte hastanın iyileşmesine olanak sağlanmaktadır.

Tedavinin süresi ise hastadan hastaya değişim göstermektedir. Hastalardan bazılarının tedavi süresi kısa sürede bitmekte iken bazılarının tedavisi ise uzun süreler boyunca devam etmektedir. Genellikle başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.

Kaygı Bozukluğu (Anksiyete) Belirtileri Nelerdir?

Kaygı Bozukluğu (Anksiyete) Belirtileri Nelerdir? Her hastada farklı belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Bu belirtiler arasında ise genellikle şunlar yer almaktadır:

• Öz güvensiz olma ve değersiz olduğunu hissetme
• Başkaları ile konuşmanın zor olduğuna inanma
• Toplum içinde konuşmaktan ve yemek yemekten çekinme
• Gergin, kaygılı ve stresli hissetme
• İnsanların sözleri ile zihnini meşgul etme
• Çevreden kopmak veya kaçmak isteme
• Kas ağrısı çekme
• Hızlı nefes alıp verme
• Çabuk gerilme
• Titremeye ve sallanmaya başlama
• Umutsuz hissetme
• Devamlı ağlamak isteme
• Konsantre olmama
• Çabuk yorulma
• Uykusuzluk çekme
• Hatırlamakta zorlanma
• Üzüntülü durumlara yoğunlaşma

Kaygı Bozukluğu (Anksiyete) Nedenleri Nelerdir?

Kaygı Bozukluğu (Anksiyete) Nedenleri Nelerdir? Net bir şekilde nedeni bilinmemekte olan bir konudur. Fakat bazı etkenlerin bir araya gelmesi ile birlikte ortaya çıktığı düşünülmektedir. Etki eden etkenlerden biri genetiktir. Bireyin ailesinde eğer anskiyete bozukluğu bulunmakta ise bu durum bireyin anskiyeteye daha yatkın olmasına neden olan bir durumdur. Bundan dolayı da genetik bir temele sahip olabilmektedir. Beyin kimyası da kaygı bozukluğunun oluşmasına sebep gösterilebilmektedir.

Çevresel etkenler, madde kullanımı veya bazı hastalıklar zaman içerisinde kişinin kaygı bozukluğuna yatkın olmasına neden olan durumlar arasında yer almaktadır.

Kaygı Bozukluğu (Anksiyete) Türleri Nelerdir?

Kaygı Bozukluğu (Anksiyete) Türleri Nelerdir? Bu hastalığın pek çok farklı türü bulunmaktadır. Hastaların her birinde farklı türlere rastlanabilmekte ve bununla birlikte hastalarda iyileşme gerçekleştirilebilmektedir. Anksiyete bozukluğunun türleri arasında şunlar yer almaktadır:

• Panik bozukluğu ve agorafobi
• Yaygın anksiyete bozukluğu
• Özgül fobiler
• Sosyal fobiler
• Obsesif kompülsif bozukluk
• Travma sonrası stres bozukluğu
• Agorafobi olmadan panik bozukluğu
• Agorafobi ile panik bozukluk
• Genel tıbbi bir duruma bağlı olarak oluşan anksiyete bozukluğu
• Madde kullanımının yol açtığı anksiyete bozukluğu
• Başka türlü adlandırılamayan anksiyete bozukluğu

Kaygı bozukluğu (Anksiyete) Risk Faktörleri Nelerdir?

Kaygı bozukluğu (Anksiyete) Risk Faktörleri Nelerdir? Hemen her insanda oluşma ihtimali bulunan bir durumdur. Kadınlarda ise erkeklere oranla daha sık görüldüğü bilinmektedir. Özellikle de 35 ile 60 yaş arasındaki kişilerde görülme ihtimalinin fazla olduğu bilinmektedir. Bir bireyin anksiyete olmasında riski artırmakta olan faktörler arasında şunlar yer almaktadır:

• İlk olarak kişilik yapısı önemli görülmektedir. Çekingen ve tehlikeli durumlardan kaçınma eğilimi olan insanlarda görülme ihtimalinin fazla olduğu bilinmektedir.
• Genetik yapı da yine riski artıran faktörlerden biridir. Ailesinde bu sorun bulunan kişilerde görülme ihtimali daha yüksektir.
• Travmalar, olumsuz durumlar da yine etkenlerden biridir.

Kaygı Bozukluğu (Anksiyete) Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kaygı Bozukluğu (Anksiyete) Tedavisi Nasıl Yapılır? Çeşitli psikoterapi yöntemleri veya ilaç tedavilerinin uygulanması ile birlikte tedavi süreci başlatılmaktadır. Hastalardan bazılarında hem psikoterapi hem de ilaç tedavisinin uygulandığı gözlemlenmektedir. Tedavi şekli ve tedavi süreci hastadan hastaya değişim göstermektedir.