Duyguların Dengelenmesinde Kendine Zarar Verme
Günümüzde bazı ergenlerin endişe, kaygı ve depresy...
Beden bölgesinde gerçekleştirilen zarar verme davranışlarının beden üzerindeki lokasyonları da çok önemlidir. Beden bölgesi, kendine zarar verme hakkında bize önemli bilgiler sunar. Genellikle kullanılan iki bölge kollar ve bacaklardır. Öncelikli seçilen bölge kollardır. Bir elin en kolay ve rahat ulaşabileceği bölge olması itibarıyla kollar zarar vermede en sık kullanılan bölgedir. Diğer bölgeler bilekler ve ilekle dirsek arası olan ön koldur. Dirseğin üst kısmı ise kişi tarafından zor ulaşılan bölgelerdir. Kolların seçilmesinin diğer bir nedeni ise genelikle uzun kollu giysilerle yara izlerinin kapatılabilmesidir (yaz ayları dâhil). Bilek ve ön kol (bilekle, dirsek arası) intihar davranışının yan anlamı olabilecek bölgelerdir.
Walsh & Rosen, Favazza 1987, Ross ve Mc Kay (1979)’e göre; bilek kesiklerinin ölüme sebebiyet verme olasılığı oldukça zayıftır; fakat her zaman buradaki kesikler kişinin çaresizliğini ifade eder. Kendine zarar veren bireyler, diğerlerinin, kendi içindeki bulundukları acıyı anlamalarını isterler ve bunun için çaba sarf ederler.
Onlar mesajlarında her ne kadar intihardan söz etseler de aslında bu sadece bir yardım çağrısıdır ve ılımlı olmaya hazırdırlar. Bu bakımdan, “bilek kesme” davranışı kendine zarar veren kişiyle iletişim kurmak için önemli bir sinyal, ipucu niteliği taşır. Kişi, kendi hayatını ciddi anlamda riske sokmadan, öldürücü bir girişimde bulunmadan engellenebilir. Öncelikle sorulması gereken, neden bedenin o bölgesinin seçilmiş olduğudur. Birçok hasta için seçilen beden bölgesinin birçok sembolik anlamı olabileceği gibi kendine zarar verme davranışında yine sembolik anlamlar içeren deri ve deriye verilen zararın anlamı, önemli ve çarpıcıdır. Terapistin öğrenmesi gereken her bir birey için, bu seçilmiş beden bölgesinin ne anlama geldiği ve neden seçilmiş olduğudur. Kendine zarar verenle çalışan klinisyen sözkonusu kişinin kendi bedeniyle nasıl bir ilişkisi olduğu ve içsel bunalımı ile beden bölgesi arasında nasıl bağlantı kurduğu hakkında bilgi edinmiş olacaktır. Birçok birey için beden imajı tedavide merkez, odak noktası hâline gelebilir. Beden bölgesinin seçimi ile ilgili diğer önemli detay ise ergende daha önce tercih edilen bir başka beden bölgesi olup olmadığıdır. Bazen bu değişim, psikolojik acının ya da bunalımın şiddetlendiğinin ve acil psikiyatrik müdahalenin gerekliliğinin bir belirtisi olabilir. Terapistliğini hala sürdürmekte olduğum 16 yaşındaki B’nin, bana başvurmadan iki ay önceki davranışı buna bir örnektir. B.’nin sekizinci sınıfta başladığı, kendini keserek zarar verme davranışı, ön kol ve bilekleri ile başlamıştı. Erkek arkadaşından ayrılması sonrası kesilen bölge, boyun bölgesi ile yer değiştirmişti. Bu ayrılık sonrası boynunu derin bir şekilde kesen B., yaklaşık bir hafta yoğun bakımda kalmıştı.
Kendine keserek zarar verme davranışı ilk zamanlarda iğne, kalemtıraş bıçağı ve kalem uçlarıyla gerçekleştirilmektedir. Deneme amaçlı ve özenti nedeniyle yapılmadığını daha çok zarar verecek araçlara geçişle ve daha riskli bölgelerin tercih edilmesi ile gözlemlemekteyiz. Daha riskli beden bölgeleri yüz, göz, göğüs ve genital bölgeler ve yukarıdaki örnekte olduğu üzere boyun bölgesi olarak belirlenmektedir. Kimi vakalarda yakın bölgeler arasında yer değiştirmeler olabilmektedir. Örneğin kişi, kolunu ve bacaklarını keserken bir anda pazulara ya da kalçasına kayabilir. Bazen de ısrarla aynı beden bölgesine zarar veriliyor olunması patolojinin niteliği ya da bu sembolik ifade ediş biçimi hakkında önemli bilgiler verebilecektir.
Kesiklerin derinliği, bulunduğu beden bölgesi, kullanılan kesicinin niteliği ile yaşanan çatışma ve acı arasında yakın bir bağlantı vardır. Kendine zarar vermede (self mutilation) amaç, acıyı kontrol etmek, kontrol altına almaktır. Yüzeysel bir kesikle acı kontrol altına alınabiliyorsa amaç gerçekleşmiş olur ve bir dahaki içsel acı belirinceye kadar bu davranış ertelenir; ancak bireylerin acısının yoğun olduğu zamanlarda bu kesiklerin derinliği de kullanılan aletin keskinliği de artacaktır. Post Travmatik Stres Bozukluğu (PTSB) tanısı ile hastaneye yatan ve travmadan sonra kendine zarar verme davranışları gelişen S.’nin durumu bir başka örnektir. S. hastanede yatarken uyguladığı kesme davranışını şu şekilde değerlendirmiştir: “İlk önce bardağı kırdım ve bir parça camla kolumun üstüne vurdum, bir kesik attım; fakat öfkemin dinmediğini fark ettim ve ikinciyi vurdum ve öfkem hala geçmemişti. Üçüncüyü denedim; o çok derin oldu ve rahatladım, sakinleştim.” Zarar verilen beden bölgesinin kol ve bacak gibi hem kolay ulaşılabilen hem de düşük öldürücülüğü olan yerlerden riskin arttığı bölgelere kaymasının patolojiinin farklılaşması ve ağırlaşması ile ilişkisi vardır. Çünkü artık biliyoruz ki kendine zarar vermede amaç sakinleşmek, rahatlamak, ego bütünlüğünü korumak, ayarlamaktır. Zarar verme davranışının kendini sakatlama, kötürüm etmeye doğru gitmesi amacın sakinleşmekten uzaklaştığının bir göstergesi olabilir. Görüldüğü gibi kendine zarar vermede seçilen beden bölgesinin tanıya yardımcı olabilecek bir yanı da mevcuttur. Beden bölgesi zarar verme davranışının riskleri hakkında bilgi verebilecek niteliktedir. Bedene yazılanlar ve semboller bazen bir kalem ucu bazen ucu tırtıklı bir ekmek bıçağı ya da keskin bir jiletle yapılabilir. Kalem ucuyla sadece bir çizik oluşturulabilirken, jiletle riski yüksek kesikler ya da yaralar açılabilir. Örnek olarak terapistliğini sürdürdüğüm bir başka ergen olan Ş., kesmek için her zaman pantolunun arka cebinde maket bıçağı taşıdığını, aynı zamanda evde yedeklediği üç tane daha maket bıçağı olduğunu söylemekte idi. Bunlardan biri oldukça büyük ve keskindi. Ş. şimdiye kadar büyük maket bıçağını hiç kullanmadığını, bunun için zaman olduğunu, şimdilik bu küçük kesiklerin acısını dindirebildiğini; fakat ileride acısı şiddetlenirse büyük olanı kullanacağını aktarmakta idi. Büyük maket bıçağının ucunun geniş ve keskin olduğunu söyleyip şöyle devam ediyordu: “Şimdi de acı çekiyorum; ama küçük olanlarla bunu kontrol edebiliyorum”. Ş’nin sözleri bir intihar (suicide) girişiminin sinyali ya da öldürücülüğü daha yüksek muhtemel bir zarar verme davranışının işareti olarak ele alınabilir.
Walsh’ın tecrübelerine göre, bedenin dört bölgesi, kendine zarar verme davranışında özel anlamlar içerir. Walsh’a göre, yüze zarar vermenin ayrı bir önemi vardır; çünkü yüz, sosyal kabullenişte, bireysel ilişkilerde ilk karşılaşılan bölgedir. Bu yüzden yüze keserek zarar verme ayrı ve özel bir içerik taşır, farklı mesajlar içerir: “Kendimden ve gördüğümden nefret ediyorum, insanların yüzümün görünümünden ötürü beni kabul ve red etmeleriyle ya da nasıl değerlendirdikleriyle ilgilenmiyorum”. Yüze keserek zarar verme aynı zamanda yaşanılan içsel acının derinliği ve sosyal kopukluk hakkında bilgi verebilir.
Klinik tecrübelerime göre, yüze keserek zarar verme davranışı oldukça nadir görülmektedir. Bunun birkaç nedeni vardır. Kesme davranışı ergenlik döneminde yoğun olarak yaşanmaktadır. Beden imajlarıyla ilgili ciddi zorlanmaların sözkonusu olduğu bu dönemde, özellikle kendine zarar veren ergenler, beden imajlarıyla ilgili yoğun problemler yaşarlar. Vücutlarının diğer bölgelerine ne kadar derin ve ölümcül zarar verseler de yüzleri onlar için özel bölgelerdir ve bu konudaki hassasiyetleri de çok fazladır. Kendi kişisel deneyimime dayanarak “yüze zarar verme davranışına“ ancak yoğun alkol ve uyuşturucunun etkisi altındaki bireylerde rastladığımı söyleyebilirim. Ayrıca kendine zarar verme davranışının tanımına ve asıl amacına bakıldığında da ergenlerin şu söyledikleri çok önemlidir: “Kestiğim zaman, aynı zaman da kesiği ve akan kanı görmem lazım; çünkü kanla birlikte içimden çıkan nefret, öfke hepsi boşalıyor” şeklindeki ifadeler, yüz bölgesinin akan kanı görmeye her zaman izin vermemesi ve diğerleri tarafından görülmek arzusunun buna engel olmasıdır. Alkolün etkisi altında olan bu tür zarar verme davranışlarının; bu tür kesilerin, acıyı dindirme, afekti dengeleyici özelliği yoktur. Bu nokta bu tür zarar verme davranışlarının farklılaştığı noktalardır. Bu davranışları gösteren kişilerin alkolün etkisi altında iken gerçekleştirdikleri kesilerin alkol etkisi geçtikten sonra fazlasıyla acıdığını söylemeleri de yine bu çalışmanın konusu olan kendine zarar verenlerin davranışlarından farklılaştığı görülmektedir. Kendine zarar verenler kesileri dolayısıyla endişeye sürüklenmez ve acı çekmediklerini söylerler. Onlar sadece sakinleşme ve rahatlama peşindedirler ve bunu yaparken bir çoğu adeta transa geçer.
Gözlere zarar verme davranışı ise daha derin ve daha kötü seyirli bir patolojidir. Acıyı dindirmek için göze zarar vermek oldukça ekstrem bir davranıştır. Kalıcı ve sakatlayıcı bir zarara dönüşebilir. Bu noktada kendine zarar verme davranışı, self harm (kötürüm etme, sakatlama) aşamasına doğru seyir göstermiştir. Aynı şekilde genital organlar ve göğüse zarar vermek de tıpkı göze zarar verme gibidir. Bu bölgeler genelikle diğerlerinin görebileceği, göz önünde bulunan yerler değildir. Göğüs ve genital bölgeler acı ve uyaranlara en duyarlı noktalardır. Özellikle bu bölgeler psikotik dağılmalarda veya travmada daha sıklıkla zarar verilen bölgelerdir. Gözler,göğüsler, genital bölgeler ve yüz acil psikiyatrik yardımı düşündüren bölgeler olup hem acının yoğunluğu derinliği, hem de patolojinin ağırlığı ve seviyesi hakkında bilgi verir. Self mutilasyonda ise amaç, söz öncesi olanı, söz öncesi ifade biçimleriyle ifade etmek, dile getirmektir. Bu konuda yaralar bize en az sözel tanımlamalar kadar bilgi verecektir.